Türkiye’yi 21 yıl yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ilk kez seçimlere girip tek başına iktidara geldiği 2002 seçimlerinin üzerinden 21 yıl geçti.
Bu seçimleri sansasyonel kılan AK Parti’nin aldığı oylar değil, barajın dramatik bir şekilde altına düşerek Meclis aritmetiğini AK Parti lehine değiştiren partilerdi. 3 Kasım 2002’de oyların yüzde 33’ünü almayı başaran AK Parti buna rağmen Meclis aritmetiğinin üçte ikisine hakim olmayı başardı.
O halde bu sansasyonel seçim sürecinde neler yaşandığını hatırlayalım.
Türkiye’de 2001 yılında yaşanan ekonomik kriz ve koalisyon hükümetlerinin yaşadığı yönetim krizi 2002 yılında kendisini açıkça göstermeye başlamıştır.
MHP Genel Başkanı ve koalisyon ortağı Devlet Bahçeli’nin çağrısı üzerine 3 Kasım 2002’de erken seçim kararı alındı. Bu karar, koalisyon partileri açısından tam anlamıyla bir intihardı. Çünkü yönetim krizi yaşayan bir ülkede erken seçim yapılması, mevcut partileri büyük bir çıkmaza sokacaktı.
Şiir okuduktan sonra aldığı hapis cezasıyla büyük bir mağduriyet rüzgarı yakalayan Erdoğan’ın partisinin seçimde sürpriz bir sonuç alabileceği konuşuluyordu.
AK Parti, beklendiği gibi seçim sonucunda yüzde 34 oy alarak birinci parti oldu. Ancak asıl büyük sürpriz, pek çok önemli siyasi partinin yüzde 10 barajının altına düşerek Meclis’e girememesi oldu.
Bir anda ortaya çıkan ve büyük bir medya gücüyle seçim kampanyasını başlatan Cem Uzan, iki aylık yoğun çalışmasının sonunda iki buçuk milyon oy almayı başardı.
AK Parti tek başına iktidara gelmesine rağmen iktidar partisinin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan yasaklı olduğu için milletvekili seçilemedi. Bu nedenle Abdullah Gül ilk AK Parti hükümetinin Başbakanı oldu.
2002 seçim sonuçları Türk siyasetinde büyük bir kırılmaya neden oldu. Barajı geçemeyen siyasi partilerin genel başkanlarına istifa davetleri yapıldı.